https://playdotjs.com/

Silolar kültür merkezi oluyor

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, önümüzdeki Mart ayı içinde halkın kullanımına açacakları Beykoz Çubuklu’daki eski akaryakıt silolalarında incelemelerde bulundu.

Siyaset Yayın: 16 Şubat 2024 - Cuma - Güncelleme: 16.02.2024 08:10:00
Editör - İsmet Akkoç
Okuma Süresi: 6 dk.
199 okunma
Google News

 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beykoz Çubuklu’da, daha önce akaryakıt deposu olarak kullanılan Boğaz’a nazır silolaların dönüşümü, tadilatı ve restorasyonu şantiyesinde incelemelerde bulundu. İmamoğlu, Mart ayı içerisinde halkın kullanımına açılması planlanan silolarla ilgili, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Oktay Özel’den bilgi aldı. İnceleme gezisinde İmamoğlu’na, CHP Beykoz Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler de eşlik etti. İmamoğlu, inceleme gezisi sırasında, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularına da yanıtlar verdi. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:

 

“BURALARI VATANDAŞ LEHİNE DÖNÜŞTÜRME GAYRETİNDE OLDUKÇA…”

 

-           Burası daha önceki yıllarda ne olarak tasarlanmış? Uzun yıllardır burası atıl durumda kalan silolar belli ki. Bu zamana kadar tasarruf neydi? Ne oldu? Şimdi böyle bir kültürel ihtiyaç varsa, bu zamana kadar neden değerlendirilmedi?

 

“Esasen İstanbul'un ciddi bir talihsizliği bu tür noktalarla ilgili alınan tavır. Yani örnek; acaba Atatürk Fidanlığı, Büyükdere'de 250 bin metrekare, Boğaz’ın kıyısında niye çürümeye terk edildi 13 yıl, 14 yıl, 15 yıl Büyükşehir belediyesi dönemi. Bizden önceki iktidar dönemi. Merkezi irade, yerel irade aynı; hani Sayın Cumhurbaşkanı da diyor ya ‘aynı kulvarda.’ Ya da Atatürk Kent Ormanı, niye öylesine kaderine terk edildi, içine bir tek insanın bile girmediği, yürüyüş yapmadığı bir saha noktasında değerlendirilmedi? Ya da burası. Bu tabii hem sorulması hem de sorgulanması gerekir. Bir başka tarafı da var. Bence irdelenmesi gerekir. Başka bir B planı mı, C planı mı, D planı mı var akıllardan geçen ne de gezen? Ki bu sahalar, çok kıymetli yerler Boğaz’a bakan hem Beykoz'daki bu yer hem az önce bahsettiğim Büyükdere Fidanlığı. Açıkçası İstanbul'da bunun örnekleri, ‘Ya olur mu canım’ demeye hiç gerek yok; oluyor. Yani İstanbul'un hemen sahillerine bakın, koca koca yapıların, binaların kamu arazilerine nasıl dizildiğini görürsünüz. O bakımdan biz buraları; vatandaş lehine, halk lehine dönüştürme gayretinde oldukça, buralar bu tarz bir sonuca evrildiğinde, artık yüzyıllar boyu vatandaşa ait yerler pozisyonuna dönüyor.”

 

“BİZ SADECE İYİLEŞTİRMİYORUZ, VATANDAŞ LEHİNE TASARLIYORUZ”

 

“Biz sadece iyileştirmiyoruz, ihya etmiyoruz; kullanım fonksiyonunu da vatandaş lehine tasarlıyoruz. Birkaç insanın mutlu olacağı bir sahada, bu tarz yerler olabilir. ‘Boğaz’a açık bir yeri imara çıkarmak kolay, zor, yapılır mı yapılmaz mı?’ Vallahi bu ülkede birçok şey yapıldı. Bu bakımdan biz, bu tür yerleri, yıllarca böyle metruk duran, geçmişte sadece petrol tankerleri, yakıt tankerleri olarak Petrol Ofisi'nin kullanımına tahsis edilmiş bu alanlar; şimdi kültür, sanat, çocuk, yaşam, kadın, genç ve işte az önce söylediği gibi arkadaşımın hem Anadolu Hisarı hem burası, Beykoz halkı için bir kültür-sanat bölgesi. Bir yanıyla da Beykoz, aynı zamanda bir öğrenci kampüsüne de döndü. Çünkü burada, çok yakın bölgede Marmara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Beykoz Üniversitesi, Alman Üniversitesi, Türk-Alman Üniversitesi gibi üniversiteler var. Bütün bunlar aslında yoğun da bir üniversite göçünü buraya taşıyor. Dolayısıyla buralar, Beykoz halkıyla birlikte, Beykoz'u kullanan çok kıymetli öğrencilerimiz için de değerli fonksiyonlara dönüştürüldü. Yine Beykoz'da inşallah hem biz hem inşallah belediye başkanı adayımız Sayın Alaattin Köseler, önümüzdeki dönemde iş birliği içerisinde, güçlü dönüşümleri, kabiliyetli Beykoz projelerini yapmaya devam edeceğiz.”

 

“KAFETERYAYA İMAR ÇIKARAN, BU KOCA SİLOLARA ALLAH BİLİR NE ÇIKARIRDI”

 

-           Boğaz’da imar çıkarmak kolay mı?

 

“Tabii ki yasaya bakarsanız, çok zor. Ama işte İstanbul Boğazı'nın tam böyle dibinde, Üsküdar Camii'nin önünde, bir gecede yıkıma gittiğimiz bir kafeteryanın, uydurma yapısının olduğu yere, Şehircilik Bakanlığı imar çıkardı bir gecede. Yani bunu da hangi yetkiye dayanarak çıkardı Sayın Bakan o dönemde? Müsilaj döneminde, Marmara kıyılarının imar yetkisini ve Adalar’ın imar yetkisini, bir kararnameyle İstanbul'un elinden alarak, bakanlığa geçirmişlerdi. Yani ‘Müsilajla imar yetkisinin ne alakası var’ diyeceksiniz. Evet. Biz de sorduk kendisine. Ne alakası var? Hatta emin olamadı, ‘Yok, olmaz öyle şey’ diye bana cevap vermişti. Sonra dönüp, ‘Ya öyle oldu ama sorun yok. Dayanışma içinde oluruz’ demişti. Bizimle dayanışma değil de tabiri caizse İstanbul'a dayatmayla, Kuşkonmaz Camii’nin hemen yanındaki bir kafeteryaya, büfeye imar çıkardılar. Daha ne diyebilirim ki yani? Türkiye tarihinde olmamış bir şey. O bakımdan kafeteryaya imar çıkaran, bu koca silolara Allah bilir ne çıkarırdı; onu bilmiyorum.”

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.