Esenler Film Festivalinde Halit Refiğ Anıldı
Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezinde “Onuruna Filmler” bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in Bir Türke Gönül Verdim filmi izleyiciyle buluştu.

Türk Sinemasının önemli yönetmenleri arasında her zaman özel bir yere sahip olan Halit Refiğ 6.Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen özel bir panelle anıldı. 6.Esenler Film Festivali’nde bu sene adına ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin anısına verilen, Türk sinemasının efsane yönetmeni Halit Refiğ’in; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, eşi Gülper Refiğ ve Festivalin Direktörü Suat Köçer’in katılımıyla anıldığı panel sinemaseverlerden de büyük bir ilgi gördü.
"Bir Yorgun Savaşçı:
Halit Refiğ" paneline
sinemaseverler
yoğun ilgi gösterdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteği, Ziraat Katılım’ın ana sponsorluğu ve Esenler Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 6. Esenler Film Festivali, anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezinde “Onuruna Filmler” bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in Bir Türke Gönül Verdim filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen “Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ” başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta yönetmenle çalışan Yeşilçam’ın unutulmaz isimlerinden oyuncu Hülya Koçyiğit, eşi Gülper Refiğ, yazar Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı.
Hülya Koçyiğit "Hem
ülkesi hem dünya
için özgün fikirleri
olan bir düşünce
adamıydı."
Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Hülya Koçyiğit, usta yönetmeni şu sözlerle andı:
“O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkenin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi.”
"Karılar Koğuşu
filminde Töze
karakterini
oynamamda
ısrar etti."
Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi.
Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve kendisinin çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit “Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak, çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle 'Şeytan Aldatması' filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı” dedi.
"Agresif, kıskanç,
kavgacı, sürekli gizli
işler peşinde olan
karakterlerin
izlenmesi beni
rahatsız ediyor."
Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit “Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir.” dedi.
Gülper Refiğ "Gerçeği
ortaya dökmek ve
önyargıları yıkmak
için mücadele etti"
Hülya Koçyiğit’in eşi ve kendisi için dava arkadaşı olduğunu belirten Gülper Refiğ “Aç kalırız; ama inandıklarımızdan taviz vermeyiz. Onun için ulusal sinemayı; yani kendi kültürümüzü anlatacağız” dedi.
Yorgun savaşçı olarak anılan eşinin ulusal sinemayı inşa etmek için çok büyük ve zorlu bir mücadele verdiğini vurgulayan Gülper Refiğ “Gerçeği ortaya dökmek, genellemelere karşı koymak ve önyargıları yıkmak için çok mücadele etti. Bir zihniyete savaş açtı adeta. Fakat öyle bir saldırıya uğruyorsunuz ki açlığa, yokluğa mahkum ediliyorsunuz. Eşim ilk filmi hariç, iyi bir eleştiri yazılmayan tek yönetmendir. Bana hep 'Ne yapsınlar, beni övüp işsiz mi kalsınlar’ derdi. O yüzden benim eşim yorgun savaşçıydı. Hiç kimseden nefret etmezdi. Ülkesini çok seviyordu.” dedi.
Aynı zamanda sinema yazarı olan Festival Direktörü Suat Köçer de Refiğ’i “Sinemacı gözüyle baktığınızda Türk sinema tarihinde Lütfi Akad, Metin Erksan ve Halit Refiğ dönemini ve sonraki kuşağı özgün hale getirmiş yönetmenlerdir. Kendilerinden sonra gelen sinemacılar onlara çok şey borçludur. Halit Refiğ söylemlerinde, yazılarında filmlerinde bu toprağın gerçeklerini ,sancılarını kendine dert edinmiş bir sinemacı ve düşünce adamıdır.” cümleleri ile anlattı.








