Yedikule Hisarı yenileniyor

Restorasyona 2020 yılında ilk olarak İstanbul’un en eski mescidi olarak anılan Fatih Mescidi minaresinin konsolidasyonu ile başlanmış ve tabiat şartlarından dolayı 1500 yıllık sur duvarlarında oluşan çökmeler konsolide edilmiştir. İstanbul’un kent metaforu olan, rüya kimliğine hitap eden, tarihî yarım adanın “hatt-ı bâlâ” sını yani silüetini oluşturan minareleri de yine restore edilmektedir. Yakın zamanda, giriş kapısının üzerindeki külahın yerine konulmasıyla İstanbul silüetindeki yerinin belirginleşmesi planlanmaktadır.

Kültürel Hazine Olarak Hisar
Yedikule Hisar’ı hem Fatih hem İstanbul için önemli bir yere sahip ve gelecek kuşaklara aktarılması elzem olan bir hazinedir. İstanbul’un fethinin akabinde Fatih Sultan Mehmet, 1458-1460 yılları arasında İstanbul’da bir iç kale olarak Yedikule Hisarı’nı yaptırır. Hisar’ın önemli özelliklerinden biri de 1600 yıllık Altın Kapı ve 563 yıllık mescidi bünyesinde barındırmasıdır. Anıt eserlerin denize vardığı nokta olan Yedikule Hisarı, 16 dönüm arazisi ile Topkapı Sarayı’ndan sonra en büyük yeşil alan olarak bilinir.

Yedikule Hisarı Osmanlı ve Bizans tarihinin kesişim noktası, Fatih Sultan Mehmet Han’ın en kıymetli miraslarından birisi olarak İstanbul kara surlarının tam da ortasında yer alır. Semte adını veren Yedikule Hisar’ı kurulduğu günden itibaren Suriçi şehir yaşantısının önemli bir merkezi halindedir. Zamanla inşa edilen zarif kuleleri, fethin hemen ardından inşa edilmiş Fatih Camii ve bir zamanlar bahçesinde imar olmuş mahallesi ile bir iç kale görünümündedir. Zamanla mahalleyi ve minik meydanı oluşturan Fatih Camii’ni kaybetmiş olsak da kulelerin göz alıcı manzarası ve Hisar’ın ünü sınırları aşan efsaneleri nedeniyle hala Yedikule Hisarı İstanbul’un yıldız mekanlarından.