Rabia Babaoğlu’ndan hikâye tadında hatıralar
Bu kitap Rabia Babaoğlu’nun sıradan gibi görünen ama aslında çok katmanlı bir görevde, yıllar içinde biriktirdiği hikâye tadında hatıraların ve özgün kurguların iç içe geçtiği bir anlatıdır

“Yoksulluk!... Kulağa basit bir kelime gibi gelse de , hayattaki en ağır sınavlardan biridir. Alamamak, yiyememek, yapamamak ve çaresizlik… Hepsi bir araya gelir, insanın içini karartan bir gölge gibi çöker üzerine.”
“Hayata geçmiş köklerimizle başlıyoruz. Ancak insanın kim olduğu, yolda tanıştıklarıyla şekilleniyor ve ailesi öyle büyüyor. Hayatın bizlere ne getireceğini de bilmiyoruz. Önemli olan sonunda kim olduğumuz.”
“Hayat bazen adını koyabildiklerimizi, adı konulamayacak kadar büyük açılarla bizden alır. İsimler bir gün unutulsa da geriye silinmez bir iz, bir anı kalır.”
Yukarıdaki anlamlı satırlar, yılların liyakatli ve başarılı nüfus Müdürü, gönül insanı kıymetli Rabia Babaoğlu’nun yaşadıkları hatıralardan derlediği bir tutam anlatı.
Bir ömür adanmış bir mesleğin ardından, geriye kalan yalnızca anılar değildir; Aynı zamanda sessizce anlatılmayı bekleyen, gün yüzüne çıkmamış yüzlerce hikayedir. Bu kitap bir kamu görevlisinin sıradan gibi görünen ama aslında çok katmanlı bir görevde, yıllar içinde biriktirdiği hikâye tadında hatıraların ve özgün kurguların iç içe geçtiği bir anlatıdır. Her sayfa, umutların, kırgınlıkların, sevinçlerin ve bazen de dramatik hayat kesitlerinin sessiz tanıklığını üstleniyor.








