ATA Parti'den teğmenlere destek
Zafer Partisi, “Kılıç çekerek ant içen Teğmenlerin bir bölümünün, TSK’nin itibarını zedelemek ve disiplinsizlik nedeniyle Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na gönderilmesine” tepki gösterildi.
ATA Parti Merkez Yönetim Kurulu, Genel Başkan Namık Kemal Zeybek Başkanlığında yaptığı toplantıda, “Kılıç çekerek ant içen Teğmenlerin bir bölümünün, TSK’nin itibarını zedelemek ve disiplinsizlik nedeniyle Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na gönderilmesine” tepki gösterildi. Bu kararda imzası olanların, Yüce Türk Milleti’nin tertemiz vicdanında mahkûm olacakları bildirildi.
ATA Parti Merkez Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“CÜBBE VE SARIK GİYEN AMİRAL”
Yunan ordusu tarafından Ege Denizi’ndeki işgal edilen adacıklarımız ve silahlanması mümkün olmadığı hâlde silahlandırılan adalar, Yunan Sahil Güvenlik botunun Datça’da ana karamıza çıkması, bir tarikat merkezinde üniformasının üstüne cübbe ve sarık giyen amiral, Ayasofya’nın yeniden Cami olarak ibadete açıldığı gün elde kılıçla Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin “ebedi Başkomutan” saydığı Atatürk’e Ayasofya hutbesinde bir tek adını vermeden tarif edip lanet okuyan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Şırnak’ta askeri birliğe gitmesi ve Tugay Komutanının, Erbaş’a “Başkanım” diyerek brifing vermesi, Hakkâri’de Tümen Komutanının siyasilerin önünde dönemin Başbakanına methiyeler düzmesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasi rakibini eleştirdiği bir konuşmayı dönemin 2. Ordu Komutanının alkışlaması ve binlerce kişinin katili terör örgütü liderinin TBMM’nin çatısı altına davet edilmesi, binlerce şehit veren Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını zedelememiş demek ki!
“ORTADA TSK’NIN İTİBARINI ZEDELEYECEK BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
1999 yılından itibaren Harp Okullarının mezuniyet törenlerinde Cumhurbaşkanı huzurunda sürekli okunan bu and, 2023 yılında resmi programdan çıkartılmıştır. Teğmenler gelenek haline gelmiş bu andı resmi tören bittikten ve protokol ayrıldıktan sonra yapmışlardır. Ortada bir ne bir suç ne de TSK’nın itibarını zedeleyecek durum söz konusu değildir.
Ordumuzun buyruk ve komutasını üstlenecek Teğmenlerimizin Kara Harp Okulu’nu bitirme töreninde kılıç çekerek; “And içeriz ki; Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk Ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşılarında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatları, şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız ve şerefimizle öleceğiz. Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözleri kimleri neden rahatsız etmiştir?
“TEĞMENLER’İN AND’I KİMLERİ NEDEN RAHATSIZ ETMİŞTİR?”
Geçmişte devletimizin tüm kurumlarını ele geçiren FETÖ’den ders almayan AKP, bugün de birçok kurumun başka tarikatların denetimine geçmesinden rahatsız değildir. Milli Eğitim Bakanı’nın tarikatlarla yaptığı sözleşmeler, laiklik karşıtı uygulamaları TBMM’de içtiği and’la bağdaşmıyorken, Teğmenler‘in and’ı kimleri neden rahatsız etmiştir?
Ülkemizin içinde ve çevresinde bunca güvenlik sorunu varken ve bu sorun Cumhurbaşkanı tarafından da duyurulurken, Türk Ordusu’nu tartışmaya sürüklemek, moral ve motivasyonunu etkileyerek savaş gücünün yıpratılmasının kimlere fayda sağlayacağı asla unutulmamalıdır.
“GENÇ TEĞMENLERİMİZİN ATATÜRK’E BAĞLILIKLARI SUÇ OLAMAZ”
Üç Harp Okulumuzu birincilikle bitiren Teğmenler’in kadın olmaları Türk tarihindeki kadının kıvançlı yeri ile tam bir uyum gösterirken, AKP destekçisi tarikatların “Arapçı” yaklaşımlarının bilinen etkisi ise kamuoyunun kaygısını arttırmıştır.
Genç Teğmenlerimizin Cumhuriyetimizin ilkelerine ve kurucusu Atatürk’e bağlılıklarını bildirmeleri asla suç veya kabahat olamaz. Bu nedenle KKK Yüksek Disiplin Kurulu’nun her türlü baskıdan uzak kalarak hukuki ve vicdani bir karar vereceğine olan inancımızı korumakla birlikte, aksi yönde verilecek bir karar tarihimize onulmaz bir kara leke olarak geçeceği bilinmelidir. Böyle bir kararın her aşamasında imzası olanlar ise, Yüce Türk Milleti’nin tertemiz vicdanında mahkûm olacaklardır.