İstanbul’un kabusu deprem ve sığınmacılar
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İstanbul Gazete ve Haberciler Federasyonu Başkanı Ali Rıza Yıldız’ın girişimleriyle İstanbul yerel basınında görev yapan gazetecilerle Büyük Kulüp’te buluştu.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İstanbul Gazete ve Haberciler Federasyonu Başkanı Ali Rıza Yıldız’ın girişimleriyle İstanbul yerel basınında görev yapan gazetecilerle Büyük Kulüp’te buluştu.
Buluşmada daha çok İstanbul’un sorunlarına odaklanan bir konuşma yapan Ümit Özdağ, Türkiye’nin kalbi olan bu dev metropolün önünde, çok fazla kişinin de dikkate almadığı iki dev problemin olduğunu belirterek, bunları beklenen büyük İstanbul depremi ve her geçen gün içinden çıkılmaz hale gelen sığınmacı sorunu olarak açıkladı.
İstanbul Gazete ve Haberciler Federasyonu’nun organizasyonuyla Caddebostan’da bulunan ünlü Büyük Kulüp’te gerçekleştirilen kahvaltılı toplantıda Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ İstanbul’un çeşitli ilçelerinde görev yapan gazetecilerle bir araya geldi. Ümit Özdağ’a İstanbul İl Başkanı Erdoğan Erhan’ın yanı sıra genel merkez ve il yöneticileri de eşlik etti.
Açılış konuşmasını yapan İstanbul Gazete ve Haberciler Fedarasyon Başkanı Ali Rıza Yıldız “Bizleri kırmayarak davetimize icabet ettiği için Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a çok teşekkür ediyorum. Bizim için çok kıymetli bir toplantı. Federasyon olarak bu toplantıları belli periyotlarla tekrarlayıp gerek İstanbul, gerekse ülke siyasetiyle ilgili gelişmelerle ilgili merkezi yöneticiler, yerel yöneticiler ve siyasi partilerle fikir alışverişlerini sürdüreceğiz” dedi.
Konuşmasına İstanbul’un hatta Türkiye’nin en büyük problemi olan beklenen büyük İstanbul depremiyle başlayan Ümit Özdağ, beklenen büyük depremin gerçekleşmesi halinde İstanbul’un çok büyük bir yıkıma uğrayacağını, bunun yanı sıra ülke ekonomisinin de onarılması oldukça zor büyük yaralar alacağını vurguladı.
Şu anda İstanbul depremiyle dertlenen tek partinin Zafer Partisi olduğunu belirten Ümit Özdağ, İstanbul’daki ilçelerin Anadolu’daki illerin birçoğundan büyük olduğunu vurgulayan Ümit Özdağ, İstanbul yerel basınının da Anadolu’dan çok daha güçlü olması gerektiğini söyledi. Esenyurt örneğini veren Ümit Özdağ İstanbul’da ilçelere Anadolu’da valilik yapmış, ilçe emniyet müdürlüklerini de Anadolu’da il emniyet müdürlüğü yapmış isimlerin görev getirilmesinin gerekli olduğunu daha önce dile getirdiklerini ve bu konuda ısrarlı olduklarını söyledi.
Ümit Özdağ, hızla yaklaşmakta olan fakat sürekli üzeri örtülen İstanbul depreminin aslında asrın felaketi olacağının altını çizdi ve örneğin Sarıyer ilçesinin sahil kısmının tamamen denize gömüleceğinin ve bunun akabinde Sarıyer’in artık bir ilçe değil de ada olacağının bilim insanlarınca dile getirildiğini ama bunun siyasiler ve yöneticiler tarafından üzerinin örtülerek gözden kaçırıldığını iddia etti.
Özdağ sözlerine şöyle devam etti; “İstanbullu olarak kendimize karşı suçluyuz. Çevremize, çocuklarımıza, torunlarımıza, dayılarımıza, amcalarımıza sahip çıkmıyor onların yaşaması için kavga etmiyoruz. Kaymakamlığın önünde, valiliğin önünde, belediyelerin önünde toplanıp deprem için hangi hazırlıkları yapıyorsunuz diye sormuyoruz. Biz sormayınca onlar da hiçbir şey yapmıyor.”
DEPREM ÇANTASINA SİLAH!
İlginç bir öneride de bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Deprem çantanızı hazırlarken lütfen çantanıza bir de silah koymayı unutmayın. Çünkü bu depremden sonra yağmalanma ile karşı karşıya kalacağız. Bu şehirde 4 milyon sığınmacı ve kaçak var. Bu ülke ile hiçbir manevi bağları yok. Hatay depreminde yağmalama oldu kadının altın bilezikleri için kolunu kestiler. Bunun İstanbul’da olmayacağını mı düşünüyorsunuz.
Hatırlarsanız Gölcük depreminde de yağmalama oldu o zaman sığınmacı mı vardı. Hayır! O zaman komutan vur emrini verdi öyle durduruldu. Son depremde ben açık açık vur emri verilmesi için istişare yaptım. Birileri çıktı Ümit Özdağ insanların katl edilmesini istiyor dedi. Benim yaptığım çağrıdan sonra bu emir devreye sokuldu.
Vur emri verildi ama nasıl verildi, Anayasa maddesi ile. Zaten bizlerde eline silahı alan herkesi vursun demiyoruz. İnsanların kendisini güvende tutabilmesi için bu madde ile bilgilendirilmesi lazım. Özellikle İstanbul bir depreme karşı hızla ilerliyor. İstanbul kanalizasyonlarında yapılan incelemelerde Los Angeles’ten daha fazla uyuşturucu tüketilmekte olduğu görülüyor ve bu bile nasıl büyük bir trajediyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.”
Bir tarafta deprem diğer tarafta uyuşturucunun esaretinde olan bir şehir. Hiçbir ilçede olmaması gerektiği kadar sığınmacı var bu şehirde. Devlet 2019 da rakam veriyor. Burada yaşayan Suriyeli sayısı 300- 400 bin diyor. Birleşmiş Milletler Mülteci Komiserliği açıklama yapıyor İstanbul’da 918 bin Suriye’li olduğuna dair.
Bir iş insanı geçenlerde çıkıp “Kadıköy’de emekliler niye yaşar ki onlar sadece bakkal’dan ekmek alabilir” şeklinde bir açıklama yaptı. Hatta İstanbul’un bazı yerlerinde Türk halkının olmaması gerektiğini açıkladı. Bu edepsiz adamın söylemleri aslında bugünkü iktidarın temsil ettiği zihniyet! Ben bu açıklamasını Twitter’e koyunca mahkemeye gidip açıklamasını kaldırttı Twitter’dan. Kendi açıklamasının arkasında bile duramadı.
Çünkü fantezilerinin ne kadar çirkin ne kadar ahlaksız olduğu ortada. Çok zeki olmadığı için nasıl Türk insanına düşman bir fantezi içinde olduğunu açıklamış. Hemen ardından da bu zihniyeti temsil eden Rezerv Alan yasası geldi. Bu yasa meclisten geçerken CHP milletvekillerinin çoğu oylamaya girmedi. Hatta İYİ Partiden de 33 milletvekili girmedi. TİP’in milletvekilleri girmedi. Bu yasa rahatlıkla meclisten geçti. Bugün hiçbir parti Zafer Partisi dışında rezerv alan yasasına muhalefet etmiyor. Nasıl 13 milyon sığınmacıya ses çıkartmıyorlarsa. Bugünd e rezerv alan yasasına ses çıkartmıyorlar. Bu noktada yine tek başımıza büyük bir mücadele veriyoruz.
Türkiye’de bulunan yabancı uyruklu vatandaşların oy kullanmaları konusunda düşünceleri sorulması üzerine de Özdağ şunları söyledi;
“Seçim öncesi ben tüm Türkiye’yi dolaşıp ithal seçmene hayır dediğim zaman Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener buna karşı çıktı. Biz seçmen listelerini inceledik fazla ithal seçmen yok dediler. Ama seçimi kaybedince Kılıçdaroğlu çıkıp bu ithal seçmenler yüzünden ben kaybettim dedi. Bu şimdi Türk milletine haksızlık bu seçmene haksızlık bunlar sarı muhalefet bunlar sahte muhalefet. Niye muhalefeti eleştiriyorum. Sahte oldukları için eleştiriyorum. Gerçek muhalefet olsalar eleştirmeyiz. AK Parti Türkiye’yi bu kadar kötü yönetirken yine iktidara geliyorsa bunun nedeni bu kadar kötü muhalefetin olmasıdır. Türk milletinin asıl sorularını anlatmamasıdır. Ben soruyorum şimdi de CHP 13 milyon sığınmacıdan neden rahatsız değil? İYİ parti neden sığınmacı konusunu ele almıyor?
Filistin’de çok ağır bir soykırım var!
İsrail’in Filistin halkına uyguladığı rejimin sorulması üzerine Özdağ İsrail’in Filistin’de baskı rejimi kurduğu ve bu baskı rejiminin gerçekten çok ağır bir soykırım sürecini 7 Ekim’den beri gerçekleştirdiğini görüyoruz. Hükümet miting yapmak dışında hiçbir şey yapmadı. Türkiye’den 235 tane gemi giderken bu gemilerden 1 tanesinin gitmesini engellemek için limanlarda gösteri yapmayan tosunlar starbucks’ı basıp kahve döktüler ama Starbucks Kuveyt’lilerin. Aynı zeka seviyesini daha önce de Hollanda’yı protesto etmek için portakal bıçaklandığı günlerden hatırlıyoruz.
Filistin bizim milli meselemiz değildir. Ama Kudüs bütün Müslümanların meselesidir. Arapların bile milli meselesi olmadığı ortaya çıktı artık. Arap’tan fazla Arap, Filistinliden fazla Filistinli, Gazze’den veya Hamas’tan fazla Hamas’lı olmamamız lazım! Bunlar böyle bütün Türk milletine de bunu dayatmak istiyorlar.
Dün bir soytarı televizyona çıkıp diyor ki bir parti var Filistin bizim meselemiz değildir diyor, oysa Filistin’liler Türk kökenli diyor. Sahtekârlığın, yalancılığın, düzenbazlığın bu kadarı da görülmemiş bir şeydir. Filistin’liler Türk kökenliymiş sorun Filistin’liler bunu bilmiyor. Kimse bilmiyor tabii.
Ümit Özdağ, yerel seçimlerde partisinin tavrıyla ilgili konuşurken de şu ifadelerin kullandı
“Zafer Partisi olarak genel seçimlerde bizler tek başımıza yarışacağız. Her yerde aday gösteriyoruz. İstanbul’da %6.8 Zafer Partisinin oyu adayımızı açıkladıktan sonra büyük bir yükselme bekliyoruz. Ankara da %6.7, İzmir’de %6,5 bandının üzerinde propagandalarımızı gerçekleştirdiğimiz zaman bu rakamların artmasını bekliyoruz. CHP’ ye de HDP ile başarılar diliyoruz. Anketler gösteriyor ki İYİ Partiden bize, CHP’den bize ve MHP’den seçim sonrasında bize geçiş var ama minimum bir gelişte AK Parti’den var.
Bunun nedeni evet İYİ Partide karışıklık var. CHP’de karışıklık var ama asıl neden bizim dik duruşumuz. Atatürk çizgimizden taviz vermeyişimiz. Türk milliyetçiliğinden taviz vermememiz. Sığınmacıların geri dönüşünden taviz vermememiz. Gençlikten başlayarak 18 ile 44 yaş arasında sürekli yükseliş içerisindeyiz. Yakın zamanda büyük bir atılım yapacağımızı düşünüyorum.
Biz sahipsiz olan Türk milliyetçiliğini, sahipsiz olan Ülkücülüğü, sahipsiz olan laikliği aldık ve siyasete geri taşıdık. Onun için bu seçimlere biz tek başımıza gireceğiz. Türk halkından bu seçimlerde sığınmacıları vatanlarına yollamak istiyorsanız, şehrinizde, ilçenizde sığınmacı istemiyorsanız Zafer partisine oy vermenizi istiyorum.