https://playdotjs.com/

13 Eylül 2023 - Çarşamba

Nevzat Gözaydın hocamın ardından

Nevzat hoca sadece benim değil, aynı dönemde o yıllarda adı Basın Yayın Yüksekokulu olan Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki bir çok arkadaşımın hayatında önemli izler bırakan bir isim oldu.

Yazar - İsmet Akkoç
Okuma Süresi: 4 dk.
681 okunma
İsmet Akkoç

İsmet Akkoç

- (533) 317 8367
Google News

Bir çoğumuzun hayatında dönüm noktası kabul edeceği zamanlar, hayata bakışını değiştirdiğine inandığı kişiler vardır.

Benim de üniversiteye başladığım ilk yıllarda karşıma, o dönemde henüz Yardımcı Doçent olan Prof. Dr. Nevzat Gözaydın çıktı.

Nevzat hoca sadece benim değil, aynı dönemde o yıllarda adı Basın Yayın Yüksekokulu olan Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki bir çok arkadaşımın hayatında önemli izler bırakan bir isim oldu.

Mezuniyetten yıllar sonra TSYD'nin Antalya'da düzenlediği bir seminerde karşılaşmıştık hocamla aradan geçen onca yıla rağmen sınıfımızın büyük çoğunluğunu yaşanan anılarla tek tek hatırlayan çok önemli bir eğitimciydi.

İşte o Nevzat hocamızı geçtiğimiz günlerde ebediyete uğurladık. Ankara’daki cenaze töreninde bulunamamak içimde hep bir yara olarak kalacak. Nevzat Gözaydın, hızla yozlaştırılan TÜRK DİLİNİ ve TÜRK HALK KÜLTÜRÜNÜ koruma yolunda amansız mücadele vermiş değerli bir bilim insanıydı.  Hayaını Türkçe’nin doğru kullanılmasına adamış bir isim dersek abartmış olmayız.

Nevzat Gözaydın, Türkiye'de üniversitelerde halk bilimi kürsüsünü kuran ilk kişiydi.

Onlarca kitabın, yüzlerce bilimsel makalenin yazarıydı.

Türk kültürüne, Türk diline çok büyük katkıları oldu.

Anadolu'nun her yöresindeki kültürel dokuyla ilgilenirdi.

Türk Dil Kurumu'nda sözlük çalışmalarına çok değerli katkılar yaptı.

Nevzat Gozaydin hocamız bize sadece dilin doğru, iyi ve güzel kullanımını öğretmedi. Mesleki açıdan dilin önemini de öğretti. Gazetede, televizyonda, radyoda, ajansta çalışacak olan bizler için gazeteciliğin, yayıncılığın önemini de öğretiyordu. Haberlerimizde, yazdığımız metinlerde kullandığımız sözcüklerin, kurduğumuz cümlelerin hepsinde Nevzat.Gozaydın hocamızın emeği var.

Aynı dönemlerde Nevzat Gözaydın’ın engin Türkçe bilgisinden nasibimizi aldığımız Televizyon Yönetmeni arkadaşım Teoman Kozan çok güzel anlatmış hocamızı;

“O okuldan mezun olanların çoğu bir daha ki’yi yanlış yerde ayırmadı, de’yi de. Formüllere sokmadan doğru metin yazmayı öğrendik. Yazıda kendimizi ifade edebilmeyi öğrendik. Bazılarımız okumayı yeniden keşfetti. Bazılarımız araştırmayı, aradığını bulmayı öğrendi.

Nevzat Hocamız bizleri okul sırasında da, mezuniyette de, eğlencede de, cenazede de yalnız bırakmadı. Hepimizin yaşamına önce eğitmen sonra da dost olarak katıldı.

Nevzat Hoca onca zorluğa rağmen yolculuğunu verimli kıldı, ardında iyiyi, güzeli ve doğruyu bulmuş insanlar bıraktı. Ve zamanını doldurarak toprak anaya kavuştu.

Şu dünyadan göçen tanışlar arasında yüreğimde iz bırakmış birkaç öğreticimden birisi olan Nevzat Gözaydın’ı şükranla anıyorum.

Kendisini hep mavi gözleri ve şefkatli gülümsemesi ile hatırlayacağım.

Bu toprakların daha pek çok Nevzat Hoca’ya ihtiyacı var.

Nevzat hocam Ankara’da ben İstanbul’da olduğum için fiziki olarak çok görüşemedik. Onunla çok sık görüşen okul arkadaşım meslekdaşım Spor Yazarı Cemal Ersen de Milliyet Gazetesi’ndekiköşesinde Nevzat hocamızı anlatırken şunnları yazmış,

Seneler geçti, ama diyaloğumuz kesilmedi. Tutkulu bir Milliyet okuyucusu idi. Sağlığı bozulmadan önce her gün bakkala gider mürekkep kokulu gazetesini alır, satır satır irdelerdi. İllaki bir yanlış bulurdu. Sonra üşenmeden okur temsilcisine mektup yazar, kızgınlığını dile getirirdi. Onu en çok üzen, Türkçenin yanlış kullanılması ve yozlaştırılmasıydı.

Milliyet Gazetesi’nin Ayrancı’daki bürosunun dili olsa da konuşsa. Şefim Zeki Çol, çalışma arkadaşlarım Ayşe Yeşin ve Necmi Kepçetutan’da da derin izler bırakmış, bize daima öğretici olmuştu.

Sıkı Fenerli idi

Gözümün önünden gitmiyor. Cuma günleri öğle saatinde odaya girer, “Aç bakalım yazını” der, bilgisayarın başına geçer ve “Başkent kulisi” köşesinin “düzeltmenliğini” yapadı. Bulduğu her hatada yüzüm kızarır, yerin dibine girerdim.

Seni tanımak, biz öğrencilerin için büyük şans ve onurdu sevgili hocam. Işıklarda uyu.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.