05 Haziran 2025 - Perşembe

Yangınlar yüreklerimizi yakmadan

Görevini hakkaniyetle yapan dürüst yöneticileri tebrik etmekse hepimizin görevi olmalıdır..

Yazar - Cengiz Baysu
Okuma Süresi: 5 dk.
239 okunma
Cengiz Baysu

Cengiz Baysu

-
Google News

 

Her yaz mevsiminde klasik hale gelen yangınlara önlem almakta yetersiz kalıyoruz. Şimdi de uçaklarla ilgili bir sorunla karşı karşıyayız. Geçen hafta Ege’de makilik alanda iki yangın yaşadık. Yangınlar sıcak havalar nedeniyle ortaya çıktığı gibi piknikçilerin ağaç dibinde tütsüleme yapmalarıyla da olabiliyor, ağaçları kurutuyor. Köylü ısınmak, devlet yol geçirmek için ağaçları kesiyor. Mafia arazi elde etmek için orman yakıyor, belediyeler park yerini değiştirmek için ağaçları söküyor. Ağaçlara sahip çıkmaya çalışanlar ise dayak yiyebiliyor.

Hikâye önce yangının çıkmasıyla başlıyor, rüzgârın etkisiyle hızla yayılıyor. Yanan yerin yüzölçümü genişledikçe çevre il ve ilçelerden itfaiye araçlarının gelmesi bekleniyor. 50 yıllık ağaçlar bir çırpıda kül olup gidiyor. Arkasından kararmış ağaç iskeletlerini, kömürleşmiş hayvan fosillerini ya da can çekişen hayvanları görüyoruz.

X. X. X

Raporlar

En iyi bildiğimiz ve önem verdiğimiz şey, “turistik bölgelerimizde şu kadar hektarlık alanın kül olduğu, şu kadar ağacın yandığı” şeklinde raporları yayımlamaktır. Ekranlarda biraz mahcup edayla dile getiririz bu açıklamaları.

Sonra soruşturmaya, faillerin belirlenmesine gelir sıra.  “Deveyi gördün mü?” sorusuna verilen “izini bile görmedim” yanıtı, yurttaşlık bilincini (!) yansıttığından failler bulunamaz. Ya da arkasında kimlerin yönlendirdiği hiçbir zaman bilinemeyecek bir gariban yakalanır. Biraz “Allah’tan da korkmadın mı, tuh sana!” filân der, sonra unuturuz. O kişi de zaten salınmış olur. 

Bu kez akciğerleri kansere düçar olmuş bir ülkenin ne kadar yaşayacağı, kuraklığın hangi yıllarda ülkemizi vuracağı, ne boyutta ve nasıl bir felâketler zinciriyle karşılaşacağımız konularıyla uğraşmaya başlarız. Hani bize okulda öğretmişlerdi ya; “damlaya damlaya göl olur” diye… İşte felâketler de damlaya damlaya başlar, böyle çoğalır.

X. X. X

Çözüm önerileri

Oysa bu bölgelerde çok sayıda beton havuzlar, motopomp istasyonları yaptırılmak suretiyle bir önlem alınabilir, İstanbul’daki yüksek bayrak direkleri gibi direkler üzerine elektronik gözler monte edilebilir. Övünerek uzaya gönderdiğimiz Göktürk II uydusundan bu yönde yarar sağlamak da mümkündür. Yangının çıkış yeri ve şekli görüntü analiz merkezinde çözülebilir.

Etna Yanardağı’nın ani ve acımasız etkisine maruz kalan İtalya’da kızgın lavların bile yaratacağı yangının etkisi kırılabiliyor, bizim nakliye hizmetinde kullandığımız uçaklar İspanya’da yangın söndürme uçağına dönüştürülerek ani müdahale imkânı elde edilebiliyor. Türkiye bu konuda daha pratik, daha etkili davranabilir.     

Bu sütunlarda belki dört beş kez yazdım. Geçmişte Gelibolu Yarımadası’nın bilmem kaçta kaçının yanmasını sağlamıştık. Bütün yöneticilerin, dilsiz hayvancıkların dili, bitki ve ağaçların sesi olması gerekir.

X. X. X

İlgili birimler ve kurullar

Tabiat ve Kültür Varlıkları Koruma Kurulları eski eserleri veya kültür varlıklarını gayet titiz şekilde korumakta, aslına mutabık olmayan yapıya bir çivi bile çaktırmamaktadır. Aksi durumda bu üyeler kâğıt gibi bir yerlere savrulurlar.

Peki, tabiat varlıklarının yok olmaması için ne gibi önlemler alınmaktadır? Ağacın, kaplumbağanın, çiçeğin, arının hakkını kim savunacak, bu dilsiz yaratıkların avukatlığını kim yapacaktır?

Bazı dirayetsiz ve liyakatsiz yöneticilerin ve göbeğinin etrafında flaplar oluşturan zihniyetin beyinlerinin etrafında da flaplar oluştuğu (!) anlaşılmaktadır.

Devlet için imkânsızlık söz konusu olamaz. Devletin her kademesinde görev yapanlar alternatif plan ve eylemler üretecek yapıda olmalıdır. Performans değerlendirme sisteminin bir özelliği, yetki ve sorumluluk alanı içinde kendi başına iş yapan insanları belirlemek ve takdir etmektir.

Devlet sektöründe çalışan memurlar etkinlik ve başarılarına göre değerlendirilir. Şimdi görevde bulunan kadroları incelemeye kalksak yangın çıkan bölgelerdeki ilgili başkan, daire amiri, müdür ve memurların yıllarca hep aynı kişiler olduğunu görürüz. Bunların içinde hiç mi liyakatsiz ve başarısız kimse yoktur? Basit yangın tatbikatını bile beceremeyen bazı itfaiye amirleri olduğunu da görmüştük. Yangınlar hiç mi bir görev değişikliği gerektirmez?

X. X. X

Sonuç

Sırada canını dişine takarak bir ağacı kurtarmak uğruna hayatını hiçe sayan itfaiyeci, köylü, jandarma ve vatandaşlar vardır. Yangın söndürme faaliyeti bittikten sonra bu kişiler tespit edilip ilgili valiliklerce onore edilmeli, yazılı belgelerle örnek insan olarak seçilmeli, hatta taltife tabi tutulmalıdır.

Görevini hakkaniyetle yapan dürüst yöneticileri tebrik etmekse hepimizin görevi olmalıdır.. Öngörüsüzlükten veya umursamazlıktan doğan hatalı davranışları kimse kapatmaya kalkışmasın lütfen. Hatalı davranışları bu yıl görmek istemiyoruz.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.