Sarıkamış şehitlerimizi rahmetle anıyoruz
Kahraman Mehmetçiğin Sarıkamış’ta yazdığı destan unutulmayacak unutturulmayacaktır.
Sefer Özcan
-
Sarıkamış Şehitlerimizin kahramanlık hikayelerini 110. yılında minnet ve şükkranla anıyoruz.
Sarıkamış'ta 60 bini donarak olmak üzere 78 bin şehit vermiştik.
1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Sarıkamış yakınındaki Allahuekber dağlarında, Kars'ı Ruslardan geri almak için harekata katılan 60 bin asker donarak öldü.
Başkumandan vekili Enver Paşa büyük bir güçle, Rusları hiç beklemedikleri bir yerden, Allahüekber dağlarından aşarak vurmayı ve Kars'ı yeniden vatan topraklarına katmayı hedeflemişti.
Allahuekber dağlarının yer yer 2-3 bin rakımlı geçitlerinde ısı sıfırın altında 30 dereceye kadar düşüyordu. Türk askerlerinin büyük bölümü ise çölden gelmişti ve üzerlerinde yazlık üniformalar vardı.
Sarıkamış'ta dondurucu soğuk altında askerlerimizin durumunu Kurmay Subay Şerif Bey "Sarıkamış" adlı kitabında şöyle anlatıyor:
"Yol kenarında karların içinde çömelmiş bir asker, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu. Kaldırıp yola sevketmek istedim. Beni hiç görmedi. zavallı çıldırmıştı. Bu suretle şu lanetli buzullar içinde biz belki on bin kişiden fazla insanı bir günde karların altına bıraktık ve geçtik.”
Köprülü Şerif Bey'in, "Sarıkamış bize büyük bir ibret olduğu kadar tarihimize parlak bir sahife-i şereftir. Tarihlere şan olsun ki büyük bir Türk ordusu cahil ve divane kumandanın ihtirasıyla yüksek dağlar üstünde kara kışın tipisiyle asırdide düşmanın güllesi ve kurşunlarıyla uğraşa, cenkleşe istiklal-i milli uğruna kamilen mahvoldu da bir neferi arka çevirmedi. Sarıkamış'ta hiç panik olmamıştır'' ifadeleri de anılarında dikkati çekiyor.
Kafkas Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Ural, yaptığı açıklamada, Sarıkamış Harekatı'nın Türk tarihi ve Kafkas Cephesi'ni, askeri, siyasi ve sosyolojik yapıyı derinden etkileyen hadiselerden olduğunu söyledi.
Ural, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nın Sarıkamış Harekatı'na götürdüğünü belirterek, "Sarıkamış Harekatı'nın sebebine baktığımız zaman hiç kuşkusuz bizi 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'na götürmekte çünkü bu savaşla birlikte biz Anadolu'nun çok önemli bir parçasını yani 'Elviye-i Selase' diye ifade edilen Kars-Ardahan- Batum topraklarını ne yazık ki Rus İmparatorluğuna bırakmak durumunda kaldık. Buradaki kayıp hangi açıdan bakılırsa bakılsın, Osmanlı Devleti açısından Anadolu'nun birliğinin tehlikeye düşürüldüğü, buradaki siyasi ve sosyolojik birlikteliğinin yavaş yavaş kaybolması anlamına gelmektedir." ifadelerini kullandı.
Şimdi normalde bahar dönemlerinde bir ordunun en fazla 20 kilometre yürüyeceğini düşündüğünüzde bunu Mehmetçik, ağır kış şartlarında 1-1,5 metrelik karın içinde bir taraftan yürüyerek ayakta kalacak, yollar açacak, aynı zamanda düşmanın pusularına karşı göğüs göğüse mücadele edecek, onu yenecek ve geri adım atmaya zorlayacak şekilde mücadele yürütmüştür. Türk tarihi açısından belki savaşı kaybettik ama Türk kahramanlığı açısından o dönemin ruhu itibarıyla baktığınızda hakikaten daha sonraki muharebelere ilham verecek niteliğe sahiptir.
Kahraman Mehmetçiğin Sarıkamış’ta yazdığı destan unutulmayacak unutturulmayacaktır.