Tarihimizin gurur sayfası
Çanakkale’de ulaşılan bu muhteşem sonuç; Türk milletinin kendi topraklarında asla ve asla yenilemeyeceğinin tüm dünyaya ilanı olmuştur.
Sefer Özcan
-“Kahramanlıklarla dolu Türk tarihi, tekerrür eden bir vakıalar zinciridir. Karşılaşılan yer ve zaman, çatışan unsur ve düşmanlar değişse bile emeller aynı, yöntemler benzer, işbirlikçiler tanıdıktır. “Su uyur, düşman uyumaz” sözünü binlerce yıldır sosyal hafızasında yaşatan büyük Türk milleti, bir tarihi gerçeği vurgulamaktan öte, gelecek nesilleri teyakkuz halinde bulunmaları için uyarmaktadır.
Bu açıdan Çanakkale Savaşları, sebep ve sonuçları ile ibret ve ders alınması gereken; acı ve tatlı hatıraları yaşatılarak gelecek nesillere aktarılması şart olan, ecdadımızın kahramanlık destanları ve tarihi hatıralardır.
Çanakkale, bizim için bir coğrafi bölgenin adından önce, her karış toprağına bir yiğidin uzandığı dünyanın en büyük şehitliğidir.
Çanakkale, yalnızca bir ordunun verdiği ihtişamlı bir mücadele değil, binlerce yılda yoğrulmuş asil Türk milletinin, maddi ve manevi bütün güçleri ile gerçekleştirdiği bir var oluş savaşıdır.
Çanakkale, dönemin en büyük küresel gücüne karşı, bir karış bile vermemek için, kanı ve canı ile vatan topraklarını mühürleyen Türk milletinin asalet mücadelesidir.
Çanakkale, iki asrı aşan bir fetret sürecinin sonunda, aziz millet varlığının yeniden benlik bulmasının, azim ve iman ile yeniden doğrulmasının zirve noktasıdır.
Çanakkale, ardı ardına kaybedilen savaşların, yaşanan bozgunların ve terk edilen toprakların etkisi ile sarsılan maneviyatın yeniden kazanıldığı, Türklüğün uyandığı bir öze dönüş hareketidir.
Çanakkale, Müslüman Türk’ün, iman ve azminin, güç ve kuvvetinin imtihandan geçmiş bir vesikası, mağrur ve zalim bir gücün, hakkın karşısında mağlubiyeti ve maddenin mana önünde ezilip yok olmasıdır.
Çanakkale, son vatanımıza göz diken, dünyanın en büyük birleşik deniz gücünü, henüz hiçbir millete nasip olmayan, milli gurur, memleket sevgisi ve sarsılmaz bir inanç ile mağlup eden on binlerce Türk gencinin kahramanlık abidesidir.
Çanakkale, ruhun maddeye, imanın insan iradesine, vatan sevgisinin işgal zihniyetine üstünlüğünü haykıran ve ilelebet haykıracak olan bir menkıbenin adıdır.
Çanakkale, barutun inanç; çeliğin itaat; silahın millet; topun cesaret karşısındaki iflasının ilanıdır.
Ve Çanakkale, Türk’e biçilen kefeni yırtmak için, canını Allah yolunda feda eden, kanlı gömleğiyle kara toprağa giren on binlerce kınalı şehidin muhteşem destanıdır.
Çanakkale’de ulaşılan bu muhteşem sonuç; Türk milletinin kendi topraklarında asla ve asla yenilemeyeceğinin tüm dünyaya ilanı olmuştur.
Bu duygu ve düşüncelerle, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nün 108. yıl dönümünde, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, vatan uğruna can vermiş tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”