Gazze’ye atılan bombalar!

Gazze hükümetinin açıklamasına göre küçük ve yoğun nüfus yapısına sahip olan Gazze’ye 18.000 ton bomba atıldı. Bu miktar II. Dünya Savaşı sırasında Hiroşima’ya atılanın bir buçuk katı.  200.000’den fazla bina zarar gördü, 32.500 bina tümüyle yıkıldı. 203 okulda büyük hasar oluştu. 45 okul tamamen hizmet dışı kaldı. 35 hastanenin 12’si hasar ve yakıt eksikliği nedeniyle kapandı.

Uluslararası Ceza

Soruşturmaları Enstitüsü

Bu enstitüde eğitmen ve askeri danışman olan Marc Garlasco, aynı zamanda Libya’daki eski bir Birleşmiş Milletler (BM) savaş suçları soruşturmacısıdır. Garlasco, "İsrail, Gazze’ye 6 günde 6000 bomba attı” demiştir.

Kaynaklarda Afganistan'daki savaş sırasında bir yılda en fazla atılan bomba ve diğer mühimmat sayısının 7 bin 423 civarında olduğu, bu miktarın ise, ABD’nin Afganistan'a bir yılda attığına eşdeğer olduğu belirtilmiştir. NATO’nun verilerine göre BM raporunda da Libya’daki savaş boyunca 7 bin 600'den fazla bomba ve roket atıldığı açıklanmıştır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW)

Örgüt yaptığı açıklamada, İsrail’in, Gazze ve Lübnan’daki askeri operasyonlarında beyaz fosfor kullandığını belirterek, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde beyaz fosfor kullanımının hukuka aykırı olduğunu vurgulamıştır.

Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar, Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez sınır kapısına baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti. Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmıştı. Gazze'den düzenlenen saldırılarda 1300 İsraillinin hayatını kaybettiği, 3 bin 300 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.

Filistin Sağlık Bakanlığı ise, İsrail’in saldırılarında Gazze’de 500’ü çocuk, 276’sı kadın olmak üzere 1537 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 bin 612 kişinin yaralandığını duyurmuştu. Ayrıca Batı Şeria’da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 36 Filistinlinin öldüğü, 650 kişinin yaralandığı belirtilmişti.

Umursamazlığın gerekçesi nedir?

Muhasım devlet, istihbarî bilgileri nasıl ve nerede kullanacağını planlar. Bilgiler, karşı devletin askeri sırları, savunma sanayilerindeki yeni buluşları, büyük karargâhlar civarında ev kiralayarak dinleme yoluyla elde edilen elektronik istihbarat görüntüleriyle teyit edilen ve açık kaynaklardan sağlanan verilerle karşılaştırılır.  

Örneğin; İsrail, yaptığı soykırım, yasa dışı işler ve kendisine yönelik istihbarat faaliyetlerinin bunaltıcı etkisinden kurtulmak, karşı istihbarat ve yıkıcı faaliyetlerle üzerindeki baskıyı azaltmak ve dikkatleri başka yönlere çekmek amacıyla kendisine müzahir unsurları, kişileri, kuruluşları bulur ve onları para karşılığında kullanır. Konunun hassasiyetine göre bu bilgileri başka kaynaklardan da teyit eder.

Üretilen modern silah, araç, gereç ve mühimmatın etkisini kıracak modeller üretir. Türk polisinin ve jandarmasının sığınmacılara kötü davrandığı görüntüleri bulmasını ister ve bunları bütün dünyaya yayar, aleyhimize olacak şekilde istediği yer ve zamanda kullanır.

İran, Rusya, İtalya, İspanya, Fransa, İsrail gibi ülkelerin istihbarat örgütlerine hizmet eden kansızlar birer birer yakalanmaktadırlar. Alman Focus dergisi bir haberinde Alman istihbarat örgütü BND’nin NATO üyesi Türkiye’yi 1976'dan beri dinlediğine yer vermişti. Haberde, izleme kararının, o dönemde Helmut Schmidt hükümetinin kesin onayıyla alındığı ifade edilmişti. Bu haber daha sonra der Spiegel dergisinde de yer bulmuştu.

Alman hükümeti tarafından alınan Türkiye’nin devlet kurum ve kuruluşlarının izlenmesi kararını Başbakanlık, Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı temsilcilerinin uyguladığı belirtilmişti.

Bu ülkelere son olarak bir de Çin eklenmiştir. Doğu Türkistan kaynaklı kişi ve kuruluşlar hakkında Çin’e bilgi veren yedi kişi operasyonla ele geçirilmiştir.

Bir vatandaş olarak ülkenin ekmeğini yemek ve içi sızlamadan üç beş kuruşluk çıkarlar uğruna ülke aleyhine faaliyette bulunmak ne demek? Yazıklar olsun!