https://playdotjs.com/

21 Mayıs 2024 - Salı

19 Mayıs 1919’un anlam ve önemi

Cumhuriyet idaresinde yenilik ve devrimlere dönük olması ve mazlum milletlere örnek olması bakımından ise anlamlıdır.

Yazar - Cengiz Baysu
Okuma Süresi: 6 dk.
163 okunma
Cengiz Baysu

Cengiz Baysu

-
Google News

 

Çanakkale’den İstanbul’a

    Hasta adam (!), 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile yatağa düşmüştür.  Vârisleri, mirası paylaşmak, daha doğrusu ganimet elde etmek için başına üşüştüler.  Dayatma ile dikte ettirilen bu mütarekenin maddeleri arasında Osmanlı Ordusu’nun terhis edilmesi, silahlarının toplanarak İstanbul’a gönderilmesi ve Kilikya gibi sınırları net şekilde belli olmayan yerlerde meydana gelebilecek olaylara karşı İngilizlere müdahale yetkisi tanıması gibi amir hükümler vardı.  Hele 7’nci maddesi “gerek görülen stratejik noktalara el koyma” yetkisi ile devletler hukukunu adeta hiçe sayacak nitelikteydi.

    Önce İzmir işgal edildi. Çanakkale ve İstanbul Boğaz Komutanlıklarının faaliyeti durduruldu. Ağlayarak vatan hizmetine gönderdikleri oğullarını, zamanından önce terhis edildiklerini gören anaların yürekleri yanmış, vatan savunmasız kalmıştı.

    13 Kasım 1918 günü Çanakkale’den hareket eden İtilâf Donanması’nın 63 parça gemisi İstanbul’a girmiş ve başkenti denizden kontrol altına almıştı. Padişah saltanatının derdinde, çıkarcı çevreler yabancı istilâ güçlerinin himayesi peşinde, fanatik Rum ve Ermeni çeteleri ise işgal kuvvetlerini davet eder bir tutum içindeydiler.  9 Kasım 1918’de bir Fransız alayı, Doğu Trakya’ya gelerek Uzunköprü – Sirkeci demiryolunu ele geçirmiş, daha sonra bu demiryolunun muhafazasını bir Yunan taburuna devretmişti.

 

Neden Samsun?

    18 Kasım 1918 tarihinde Osmanlı Mebusan Meclisi’nin yaptığı toplantıda Trabzon mebusu Hafız Mehmet Bey haykırıyordu: “...Harbiye Nazırı nerelerin tamamen işgal edildiğini bilmiyor...”  Adana ve Mersin civarında Fransızlar Ermenileri kullanmakta, Samsun ve civarındaki fanatik Pontus Rumları, çeteler oluşturarak halkı soymakta ve işkence etmekteydiler.  

    Ermeni ve Rum göçü, 50’den fazla Pontus çetesinin türemiş olması Samsun’u huzursuz kılmıştı. Samsun, Anadolu’ya açılan önemli bir limandı. İngilizler 9 Mart 1919 günü bu limana küçük bir askeri birlik çıkarmışlar, bir müfrezeyi de Merzifon’a göndermişlerdi.

Türk birlikleri bu duruma tepki göstermiş, makineli tüfek bölüğü Teğmen Hamdi, erleriyle birlikte dağa çıkmıştı. İttihatçı bir hareketin başlamasından çekinen işgal kuvvetleri, bilgi almak üzere Osmanlı Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’yı sıkıştırıyordu.

    İngiltere, 21 Nisan 1919 günü hükümete bir nota vererek asayişin Samsun’da derhal temin edilmesini, aksi halde bölgenin işgal edileceğini duyurmuştu. Konu bu derece önem kazanınca asker ve sivil kesim üzerinde süratle otorite kurabileceğine inanılan saygın bir komutanın bölgeye gönderilmesi gerekiyordu.

 

Neden Mustafa Kemal?

    Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti’nin en buhranlı döneminde önemli siyasi ve askeri olayları bizzat yaşamış bir kişidir. Her olaya öngörülü yaklaşımı, idarecileri yönlendirmesi, ülkemizde ve çevremizde meydana gelen olayları doğru değerlendirmesi ve dürüstlüğü ile herkesin güvenini kazanmış tecrübeli bir komutandır. 

    Fransa’da yapılan askeri manevraları görmesi ve yaptığı tenkitler, kendisini onlara kabul ettirmesine; Vahdettin ile yaptığı üç haftalık Almanya gezisi ise Osmanlı Devleti hakkında yabancıların düşüncelerini öğrenmesine neden olmuştur.

 

Samsun’a çıkış

    Mustafa Kemal Paşa bu göreve atanınca beraberindeki heyetle birlikte 16 Mayıs 1919 günü İstanbul’dan deniz yoluyla Samsun’a hareket etmişti. Hareketin hemen öncesinde Rauf Orbay, Mustafa Kemal’in kulağına eğilerek, bineceği geminin İngilizler tarafından batırılacağını fısıldamıştı. Artık karar verdiğini belirten Mustafa Kemal de bu yolda ölmeyi tercih ettiğini söylemişti.    

    Yoksul ama inançlı Anadolu insanı, Mustafa Kemal’i 19 Mayıs 1919 günü Samsun limanında karşılamış ve onu lider olarak kabul etmişti. Günümüzde bazı maksatlı çevreler, kasıtlı olarak Mustafa Kemal’in milli mücadeleyi başlatan kişi olduğunu kabul etmek istememekte ve mücadelenin milletin gücüyle verildiğini belirtmektedir.

 

İstanbul’un denizden kontrol altına alınması

    İşgal kuvvetleri, 16 Mart 1920 günü imparatorluk başkentindeki tüm resmi kurum ve kuruluşlara el koydular. İstanbul’da belki petrol yoktu, ama rayici yüksek bir borsasının olduğu, merkez bankasında altın bulunduğu, imparatorluğun en büyük limanı olan şehirde yoğun bir ticari faaliyetin döndüğü biliniyordu.

    İşgalci kuvvetlerin “Hadi gidin artık” denildiğinde gitmeyeceklerini her iki Körfez Harekâtı’nda, Libya’da, Suriye’de, Vietnam ve Afganistan’da görmüştük. Bugün nasıl olduysa dün de aynısı olmuştu. Mücadele etmeden gitmemeye yeminliydiler...

 

Değerini anlayabilmek

    Adını bile terennüm etmek istemedikleri Türk milletini iyi tanıyamamışlardı. Hatta bir adım daha öteye gidersek, kökü çok eskilere dayanan Türk milleti kavramı anlaşılamamıştı.

    105 yıl önce 19 Mayıs günü atılan ilk adım bizim için sonun başlangıcı olamazdı. Yeniden diriliş ve varoluş mücadelesi olarak tarih kitapları içinde yerini almıştır. Millî Mücadele’nin başlangıcı kabul ettiğimiz bu tarih, H. Edip Adıvar’ın ateşli mitinglerine, kucağında çocuğuyla kağnı peşinde yürüyen nice Anadolu kadınının destan yazmasına, Mehmetlerin bayraklaşmasına, Türk Ulusu’nun kendi devletine ve egemenliğine kavuşmasına zemin oluşturması bakımından önemlidir. 

    Daha sonra kurulacak olan Cumhuriyet idaresinde yenilik ve devrimlere dönük olması ve mazlum milletlere örnek olması bakımından ise anlamlıdır. 19 Mayıs tarihi, şu anda Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır. Başta Büyük Atatürk olmak üzere Millî Mücadele’nin tüm mensuplarını rahmetle anıyorum. Nurlar içinde yatın, emanetlerinize sadık kalacağız…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.