https://playdotjs.com/

30 Ekim 2024 - Çarşamba

PKK’nın vahşetlerini unutmayalım, unutturmayalım

Şehitlerimizi unutmayalım, hayatta kalanlarını yalnız bırakmayalım

Yazar - Cengiz Baysu
Okuma Süresi: 5 dk.
145 okunma
Cengiz Baysu

Cengiz Baysu

-
Google News

 

PKK terör örgütü, ilk silahı terör eylemini 15 Ağustos 1984 tarihinde Abdullah Öcalan'ın emir ve talimatıyla 21:30 sularında Siirt'in Eruh ve Hakkâri'nin Şemdinli ilçelerinde başlatmıştır. Örgüt mensupları, karakol ve askeri lojmanlara baskın tarzında bombalı ve silahlı saldırı düzenlemişlerdi.

 

Yurt içinde eylem sayısı sıfıra yakın hale gelmişse de yaklaşık iki yıldan beri sınırlarımızın dışındaki vatandaşlarımıza, Türkmenlere ve sınır ötesinde görev yapan askerlerimize karşı cılız eylemlerle can almaya devam etmektedir.

Yaşananlar yazıldığı şekliyle kalmakta, gidenler günden güne unutulmaktadır. Vatan çocuklarının, gencecik fidanların mermer kitabelerde simgeleştiği Gelibolu şehitliği gibi devasa bir şehitlik Diyarbakır merkezinde neden yapılmaz? FETÖ’nün talimatıyla teröriste kurşun sıktırmayan valiler, komutanlar, sivil ve asker idareciler için de utanma yeri olsun!

Aşağıdaki olay, bugüne kadar yaşananlardan biridir.

XXX

Neşe Alten öğretmenin

şehit edilmesi

 

(Tekirdağ Şarköy, 1972-1993)… Neşe öğretmen 21 yaşında ve ömrünün baharındaydı. Çocukluğundaki Şennur öğretmenini örnek alarak kendisi de öğretmen olan Neşe Alten, çocukların aydınlık yarınlara ulaşabilmesi amacıyla 1993 yılının 30 Eylül’ünde Diyarbakır’a tayin edilmişti.

 

Neşe daha 21 yaşında ve çıtı pıtı, çocuk görünümlü bir kızcağızdı. “Bayrağımızın dalgalandığı her yere giderim.” diyor, başka bir şey demiyordu. İlk görev yeri olan Bismil ilçesinin Çavuşlu köyüne ulaşmanın heyecanını yaşıyordu. Biricik kızı olan Neşe öğretmeni yalnız bırakmak istemediği için onunla birlikte babası Hasan Alten de Bismil’e gelmişti.

Neşe öğretmen köye varır varmaz görev yapacağı okula gitti. Okulun durumu içler acısıydı. Köy muhtarı ve köyün ileri gelenleriyle konuşup eksikleri gidermek amacıyla yardım istedi. Köylüler isteksizdi…

XXX

Katlettiler acımasızca

---Parasını ben vereyim, deyince onarımı başlatabildi. İlk aylığının büyük bölümünü ustalara verdi, gerisini de borçlandı. 1993 yılının 26 Ekim’i… Neşe öğretmen yorgun argın okuldan eve geldi. Biraz dinlendikten sonra babasına:

---Onarım işleri yüzünden açıldık. Evde sivri biberimiz var istersen onları kızartalım, ekmek ve yoğurtla yeriz, demişti.

 

Henüz bir ocakları yoktu. Biberleri hazırladı, tavayı piknik tüpüne koydu. Ekmek ve yoğurdu masaya bıraktı. Hava iyice karardığından köydeki köpekler sürekli havlıyor, onun ötesinde uluyordu. Köpek ve rüzgâr sesinden, önce kapının vurulduğunu duymadılar. Sertçe çalmaya devam edince, babası:

---Kim o? diye seslendi.

---Açın, hoca hanımla bir şey görüşeceğiz, dedi kapıyı çalanlar. Açtılar. Karşılarında silahlı iki terörist belirdi ve, 

---Dışarı çıkın! diye bağırdılar. Türkçeyi düzgün konuşanı:

---Biz ‘Faşist T.C.nin hiçbir öğretmenini Kürdistan’a sokmayacağız, biletlerini iptal etsinler.’ demedik mi? diyerek, Neşe öğretmenin yaşlı babasını tokatladılar. Adamcağız yere yuvarlandı. Neşe öğretmen köylülerden yardım gelir umuduyla avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı, ama köyden yardıma gelen kimse çıkmadı. Doğrulan babası

    ---Yapmayın!” diyordu.

 

   Teröristlerden birisi silahın namlusunu Neşe öğretmenin babasının kafasına dayadı ve tetiğe bastı. Neşe öğretmen donup kalmıştı. Yeniden bağırmak istedi, ama sesi çıkmadı. Kendisini olduğu gibi yere bıraktı.

    Neşe öğretmeni saçından tutup tekme ve dipçik darbeleriyle köyün çıkışındaki tepeye kadar sürüklediler. Genç öğretmenin üstündeki giysi paramparça oldu. Bu arada kalleşlerin sayısı beşe çıkmıştı. Neşe öğretmen gözleri açık ve donuk şekilde ölümü bekliyordu.

    Biri tüfeğini seri atışa aldı, tüfeğin namlusunu Neşe öğretmenin göğsüne dayayıp tetiğe bastı. Beş mermi Neşe’nin göğsünü parçalamaya yetmişti. Diğer göğsüne de mermi yağdırdılar. Vatan aşkı, çocuk sevgisiyle dopdolu kızımızı, sevgili öğretmenimizi şehit etti hainler. Nurlar içinde yatsın bütün şehitlerimiz.

    Tekirdağ'ın Şarköy ilçesindeki evinde kızının ve eşinin fotoğraflarına bakarak teselli bulan anne ne yapıyordur, hayatta mıdır, bilen var mı?  Ne yapacak, acısını bağrına basacak ve zor şartlarda yaşamaya devam edecektir. Şehitlerimizi unutmayalım, hayatta kalanlarını yalnız bırakmayalım

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.